top of page

ÖSYM Ticarethane mi? Öğrenciler Sadık Müşteri mi?

Hükümet gelirlerini ele aldığımız yazılara devam ederken eğitim alanındaki gelirleri incelemeye çalışacağım.

Bildiğiniz gibi sınav ücretleri 2024 yılında hem açıklanan enflasyon hem de maaş artışlarına rağmen yüzde 165 oranında zamlanarak öğrencinin REEL ENFLASYONUNU ortaya koydu.

Yılda 52 sınav yapılıyor, bu sınavlara geçtiğimiz yıllarda 11 milyon 200 binden fazla öğrenci katıldı.

Türkiye’nin nüfusu göz önüne alındığında neredeyse her 8 kişiden 1’i öğrenim görüyor. Bu sınavlara ödenen harçlarda ise ortalama 300 ₺ olduğunu varsayarsak 3,3 Milyar lirayı bulacaktır. Kaldı ki 2024-YKS sınav ücreti geliri 1 milyar 558 milyon ₺ ve bazı iddialara göre 6 milyar lirayı bulan bir gelirden söz ediyoruz.

Türkiye’de 7 milyon açıköğretim fakültelerine kayıtlı öğrenci olduğu bildiriliyor. Yılda iki kez kayıt yenileme ücreti alındığına göre geçen dönem için ortalama 8,4 milyar liralık bir gelirden bahsediyoruz.

Tüik’in 2022 yılı açıklamalarına göre yaklaşık 587,5 milyar lira eğitime para harcanmaktadır. Bu rakam 2023 yılında (ENAGRUP) verilerine %124,35 enflasyon artışına uğramışsa 1 trilyon 318 milyar gibi bir rakama yükselmiştir.. ÖSYM’nin yaptığı gibi %165 artışla 2024 yılına ulaştığımızı varsayarsak 3,5 Trilyondan söz etmekteyiz.

Eğitim harcamaları kırtasiye, yurt, servis ve eğitim kurumlarına yapılan ödemeleri içerdiğine göre öğrencilerin asıl günlük ihtiyaçlarına dair giderleri kapsamamaktadır. Bunların maliyetinin de en az bunun iki katı olduğunu varsayarsak 7 trilyon gibi bir rakamdan söz etmekteyiz. Yukarıda verdiğim örnekte olduğu gibi bu paranın bir kısmını doğrudan sınav vb. yöntemlerle aldığına göre tamamının hazineye aktarıldığını varsayabiliriz.

Ortalama %15 vergilendirme tahmininde bulunursak varsayımsal olarak 1 trilyonu geçtiği sonucuna ulaşırız.


ree

1 milyon 250 bin öğretmenin ortalama 30 bin lira ücretle 12 maaşa bağlandığı bütçe 450 milyar lirayı gerektirmektedir. Milli Eğitim’in 2024 yılı RESMİ bütçesi %150 artışla 1 trilyon 90,2 milyar liraya yükselmiştir.

Varsayımsal hesaplarımda gördüğünüz üzere eğitimin bütçesi hükumetin bir külfeti değil aksine hükumete ödediğimiz verginin geri dönüşümüdür. Tabii ki burada 450 milyar lira öğretmenlere harcanıyorsa kalan 640 milyar liraya ne oluyor sorusunu sorabiliriz…

Milli eğitime ait okul ve diğer yapıların işletim maliyetlerinin de bu bütçeden karşılandığını düşünürsek geriye kalan paranın nereye gittiği de anlaşılmış olur!

Ancak en büyük gider personel gideri mi? işletim maliyetleri mi?

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2022 yılına ait Sayıştay Denetim Raporu bakanlığın mali raporlarını düzgün tutmadığını ortaya koydu.

Fakat asıl vurgulamak istediğim konu şu:

Hükumetlerin sahip olduğu bütün para HALKA aittir! Milli eğitimin 1 Trilyon bütçesi varsa bu bütçe kesinlikle benim, senin, bizim cebimizden çıkmıştır.

2024 yılında 23 bin emekli olan öğretmenin yerine 20 bin öğretmen atanacaktır. Kaynaklara göre 100 bin ile 150 bin arasında değişen sayılarda öğretmen açığı olduğu söylenmektedir. 150 bin öğretmen için ihtiyaç duyulan yıllık bütçe miktarı sadece 56 milyar lira olduğuna göre bütçe de söz konusu edilecek kadar büyük bir rakam değildir.

Eğer biraz daha deşelersek okulların elektrik, su, telekomünasyon, kırtasiye vb. maliyetleri içinde varsayımsal tahminlerde bulunabiliriz fakat bu işi sayıştaya bırakarak şunu söylemek istiyorum:

Hazine kimsenin babasının malı değildir. Hazine harcamaları sorgulanabilir olmaya gerek kalmayacak basitlikte açık ve şeffaf olmalıdır. Sorgulayacağımız tek şey nasıl daha iyi değerlendirilebilir olduğu olmalıdır.

Yorumlar


E-posta : Suleyman.dagdartan@gmail.com

Gsm      : +90(537)8646901

Copyright © 2023 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Ticari olmayan sosyal paylaşımlar kaynak belirtilerek yapılabilir. 

bottom of page