DİP DALGASI
- Suleyman Dagdartan
- 10 Tem 2023
- 2 dakikada okunur
Sosyal boyutlar açısından iktidarları sarsan deprem dalgaları sıkışmış toplumlarda derinlerden gelen kitlesel harekettir.
Tarihsel süreçte bütün devrimlerin ana etkeni emek-değer ilişkisindeki marjinal fayda toplumdaki kırılma noktası belirler.
Birinci kırılma noktası toplumdaki bilginlerin niteliği azalarak entelektüel yapı ortadan kalkar. Bu insana has olan akıl fonksiyonunu işletme becerisinin göstergesi ve toplumsal bilincin temsilidir.
İkinci kırılma toplumsal ahlaki değerler yozlaşarak neme lazımcılık artar daha doğrusu duyarlılık ortadan kalkar.
Üçüncü kırılma noktası hayaller erişilmez olduğunda umudun kaybedilmesi, eldekilerle yetinme yani şükrün tavsiye edildiği yoksullaşma baş gösterir.
Son kırılma noktası artık şükredemeyecek kadar elinizdekileri kaybettiğinizde yani karnınızı doyurmakta zorlandığınızda ortaya çıkar.
Fransız ihtilali mutfakta başladı. Bolşevik devriminin de ekmek kuyruğundan patlak verdiğini hatırlatırım. Günümüzde aynı ihtiyaçların aynı yoksullukla ölçülemeyeceğini fark etmeliyiz. Yain Fransız ihtilali sırasında çocuklar 2 yaşına gelmeden ölürken Bolşevik ihtilali sırasında o çocuk büyümüş ve ekmek istiyordu. Bugün ise o çocuğun istekleri ekmekten daha fazlasıdır.
Dip Dalgası bu tür sıkıştırılmış toplumlarda konveksiyonel akımlar yani termodinamik yasalarla belirlenebilir. Yani mealen sıcak para akışının düzensiz ve adaletsiz dağılımından ortaya çıkan etkilerdir.

Deprem dalgasının amplitüd yani genlik daha doğrusu dip ve tepe noktası arasındaki genişlik dediğimiz yüksekliği vardır.
Ben buna kapsam diyeceğim! Yani toplumun her alanını bu hiyerarşiye koyalım.
İkincisi ise dalganın boyu dediğimiz uzam yani derinlik diye bir niteleme getireceğim. Çünkü toplumun her kademesinde ne kadar nüfus edeceğini belirleyen girginlik bununla ilgilidir.
Üçüncüsü ise dalganın belirli bir zaman diliminde ne kadar kendini tekrar edeceği konusu. Bu ise toplumun aynı dili konuşmasını ayarlayan salınımı belirler. Bu sayede belirli bir mesaj kendini tekrarlarken alıcıdaki geri bildirim mekanizmasını tetikler. Yani siz radyonuzun frekansını ayarladığınızda iletim mekanizmasından gelen mesaja karşı sizde bir duyarlılık oluşur.
En önemli etkenlerden birisi de zamandır. Şiddetli bir deprem dalgasının düşük süredeki etkisinden daha yıkıcı olan düşük şiddetli fakat daha uzun süre yaşanılan depremlerdir.
Sosyal boyutlarda sizin genliğiniz yani çapınızın ne olduğundan başlayarak bu alanda ne kadar derine nüfus edebildiğiniz yani uzam dediğim bir resmin detaylı ve katmanlı bir gerçekçiliğini ne kadar çizebildiğiniz ile bu mesajı birim zamanda ne kadar kitleye hitap ettiğinizi anlatıyorum. Tabanda en yoksul ile tepede en zengine aynı anda ve onların gönüllerine hitap etmekten bahsediyorum. İşte bu dip dalgasının çapını genliğini belirler.
Devam edelim:
Gönüllere hitap etmek yani girginlik dediğim ise salınım ise dil ve üslupta kullanılan argümanların içerik bakımından derinliği yani konuya ne kadar vakıf olunduğuyla ilgilidir.
Bu frekansı yakaladığınızda siz bir soprano olur veya bir lider olarak kitleleri harekete geçirir. Bir klakson sesiyle köprüyü titretir, bir kornayla binayı yıkabilir ya da sesinizle bardağı parçalarsınız. Bardağın kırılması için gerekli olan süre direnç noktasına kadar sürdürülmesi gereken bir zaman dilimini gerektirir. Bu da sabır dediğimiz tahammül sürecini beraberinde getirir.
Bu durumda Dip Dalgası için şunu diyeceğiz:
Genlik: Toplumsal kapsam
Dalga boyu: Topluma nüfus edebilme
Frekans: İki yönlüdür, kaynaktan çıkan mesaj ve geri bildirim ile mesajı doğrulamayı gerektirir.
Zaman: Direnç noktası toplumda iletişime tahammül edebilme süresidir.
Dip dalgasını toplumsal iletişim yönünden değerlendirdim şayet aynı şeyi iktidarları sarsmak için hedef (target) yapsaydım bu kez şunu söyleyecektim:
Önce iktidarın frekansına kendinizi ayarlamanız gerektiğini yani sizi muhatap almasını sağlamanız gerektiğini söylerdim. Daha sonra o iktidarın öz titreşimini yani canevini bulmanızı ve orayı irrite edecek oradan karşılık verecek olan mesajı tekrarlamanızı söylerdim. Böylece siz bardağa konuşmuş bardakta kırılarak size yanıt vermiş olacaktı.
Atatürk'ün Havza genelgesinde milli bilincin uyandırılması ardından Amasya genelgesiyle de bu bilincin temsili bir istişare kurultayı oluşturulduğu görülmektedir. Atatürk'ün Samsun'da başlattığı dip dalgası bir tsunamiye dönüşerek düşmanları yurttan atmıştır.
...
Yorumlar